Yusuf Özkan
Unvan, Lahey
Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) başsavcısı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Hamas’ın Gazze Şeridi’ndeki lideri Yahya Sinvar hakkında savaş suçu işledikleri gerekçesiyle tutuklama emri çıkarılmasını istedi.
ICC Başsavcısı Karim Khan, bu kişilerin en az 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan cezai sorumluluk taşıdığına inanmak için makul gerekçeler olduğunu söyledi.
Khan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında “Filistinlilere karşı savaş ve insanlık suçu işlediklerine dair yeterli kanıt bulunduğu” gerekçesiyle tutuklama talebinde bulundu.
Başsavcı, “savaş suçu işledikleri” gerekçesiyle Hamas’ın Gazze Şeridi’ndeki lideri Yahya Sinvar’ın yanı sıra Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye ve Hamas’ın askeri kanadı olarak bilinen İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın lideri Muhammed El Masri’nin de tutuklanmalarını istedi.
Merkezi Lahey’de bulunan ICC, son üç yıldır İsrail’in işgal altındaki topraklarda gerçekleştirdiği eylemleri ve son zamanlarda Hamas’ın eylemlerini de soruşturuyor.
Başsavcının talebi üzerine ICC yargıçları delillerin tutuklama emri çıkartmak için yeterli olup olmadığına karar verecek.
Savcılık İsrail’i neyle suçluyor?
ICC Başsavcısı Khan tarafından yapılan yazılı açıklamada, elde edilen kanıtlar ışığında, İsrail Başbakanı Netanyahu ve Savunma Bakanı Gallant’ın savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan cezai sorumluluk taşıdığına inanmak için makul gerekçeleri bulunduğu” belirtildi.
Khan, açıklamasında özellikle 7 Ekim saldırıları sonrası İsrail’in Gazze halkına yönelik uyguladığı “kasıtlı açlığa ve zalimce muameleye” işaret etti.
İsrail’in kasıtlı olarak sivil nüfusu hedef aldığını vurgulayan başsavcı, “İnsanlığa karşı suçların, Filistinli sivil nüfusa yönelik yaygın ve sistematik bir saldırının parçası olarak işlendiğine inanıyoruz. Bu suçların bugün de devam ettiğine inanıyoruz” dedi.
Hamas liderleri ile ilgili suçlamalar neler?
Başsavcı Khan, savaş ve insanlığa karşı suç işledikleri gerekçesiyle Hamas’ın Gazze Şeridi’ndeki lideri Yahya Sinvar, Hamas’ın El Kassam Tugayları olarak bilinen askeri kanadının başkomutanı Muhammed El Masri ve Hamas Siyasi Bürosu Başkanı İsmail Haniye hakkında da tutuklama istedi.
Hamas liderleri, özellikle 7 Ekim 2023’teki saldırılar başta olmak üzere, sivillere yönelik cinayet, işkence, tecavüz ve cinsel şiddet uygulamakla suçlanıyor.
Tutuklama talebi nasıl gündeme geldi?
Başsavcı Khan, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kuruluşunu düzenleyen Roma Tüzüğü uyarınca, Filistin topraklarında işlendiği düşünülen savaş suçlarına ilişkin inceleme talebinde bulundu.
ICC Ön Yargılama Dairesi, 5 Şubat 2021 tarihinde, “uluslararası mahkemenin Filistin Devleti’ndeki duruma ilişkin cezai yargı yetkisini kullanabileceğine ve bu yargı yetkisinin Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Gazze ve Batı Şeria’yı kapsadığına” karar verdi.
Mahkemenin verdiği yetki doğrultusunda 7 Ekim 2023’ten bu yana Filistin topraklarında yaşanan olaylar da soruşturma kapsamına alındı.
Filistin, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taraf olduğu için, mahkemenin burada yaşanan olayları soruşturmak yetkisi bulunuyor.
Başsavcı Khan’a göre, mahkeme, ICC’ye taraf olmayan İsrail vatandaşlarının taraf bir devlet olan Filistin topraklarında işledikleri suçları yargılama yetkisi bulunuyor.
Bundan sonra süreç nasıl işleyecek?
Başsavcı Khan, İsrailli yetkililer ile Hamas liderleri hakkındaki tutuklama talebi için ICC’nin Ön Yargılama Dairesi’ne resmen başvurdu.
Khan, başvuru dilekçesinde, şüphelilerin kaçmasını, delilleri yok etmesini veya daha fazla suç işlemesini önlemek için tutuklama emrinin gerekli olduğunu ayrıntılı biçimde açıkladı.
Ön Yargılama Dairesi, savcılık tarafından sunulan kanıtlar ışığında, Netanyahu ve Gallant ile üç Hamas liderinin tutuklanıp tutuklanmayacağına karar verecek.
Daire, Khan’ın, Filistin’de işlenen suçlar konusunda eşiğin aşıldığı görüşüne katılırsa, Netanyahu ve diğer isimler hakkında tutuklama emri çıkaracak.
Ön Yargılama Dairesi daha sonra savcının delillerini ve iddialarını değerlendirecek. Ön Yargılama Dairesi eşiğe ulaşıldığını ve etkili alternatiflerin bulunmadığını düşünürse tutuklama emri çıkaracaktır.
Mahkemenin tutuklama kararı vermesi durumunda neler yaşanabilir?
Ön Yargılama Dairesi’nin tutuklama emri vermesi durumunda, bu karar ICC tarafından Roma Statüsü’ne taraf olan devletlere bildirilecek.
İsrail, Roma Statüsü’ne taraf değil. Bu nedenle İsrail makamlarının işbirliği olmadan Netanyahu’nun tutuklanması pek mümkün görünmüyor.
Filistin ise birçok ülke tarafından devlet olarak tanınmasa da 2015 yılında ICC’ye taraf olmuştu.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne 123 ülke taraf. Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi 46 ülke arasında Roma Statüsü’ne taraf olmayan tek ülke.
ICC, Ukrayna’nın işgali nedeniyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında da tutuklama kararı çıkarmıştı.
İsrail, Hamas ve ABD karara ne tepki gösterdi?
İsrail, Netanyahu ve Gallant hakkındaki tutuklama talebine sert tepki gösterdi.
İsrail Savaş Kabinesi üyesi Benny Gantz, Başsavcı Khab’ın talebini, “tarihi boyutlarda bir suç” olarak değerlendirdi.
Gantz, “Demokratik bir ülkenin liderleri ile kana susamış bir terör örgütünün liderleri arasında paralellik kurmak, derin bir adalet sapkınlığı ve bariz bir ahlaki iflastır” dedi.
İsrail ana muhalefet lideri Yair Lapid iddianameyi “felaket” olarak değerlendirdi.
Netanyahu sosyal medya hesabından bir video ile “ICC savcısı Khan’ın İsrail’in demokratik yollarla seçilmiş liderleri hakkında tutuklama emri çıkarılması yönündeki çirkin kararı, tarihi boyutlarda ahlaki bir rezalettir. Bu karar uluslararası mahkemeye sonsuza kadar sürecek bir utanç damgası vuracaktır” mesaj paylaştı.
Hamas yönetimi de, savcının talebi konusunda, “kurbanı cellatla eşitliyor ve İsrail’i imha savaşını sürdürmeye teşvik ediyor” değerlendirmesini yaptı.
ABD Başkanı Joe Biden, tutuklama emri başvurusunu “çirkin” olarak niteledi. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken de başsavcının “İsrail’i Hamas’la eşdeğer tutmasını” “temelden reddettiğini” belirtti ve bu adımın ateşkes çabalarını tehlikeye atabileceğini söyledi.