Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) Partisi Eş Genel Başkanı Alice Weidel, Financial Times gazetesine yaptığı açıklamada, AfD’li bir hükümetin AB’nin “demokratik noksanlıklarını” gidermek için reform yapmaya çalışacağını belirtti.
Weidel, “Eğer böyle bir reform mümkün değilse AB üye ülkelerinin egemenliğini yeniden tesis edemiyorsak, o zaman tıpkı Birleşik Krallık’ta olduğu gibi vatandaşlar karar vermelidir. O zaman bir ‘Dexit’ referandumu yaparız” ifadesini kullandı.
AfD’li siyasetçi, Birleşik Krallık’ın AB’den çıkmasını egemen bir karar olarak kesinlikle doğru bulduğunu ifade ederek, 2016’daki referandumun Almanya için bir rol model olduğunu belirtti.
Weidel, AfD’nin Almanya’da uzun vadede hükümette yer almasını ise “kaçınılmaz” olarak nitelendirdi.
Kendileriyle hükümet kurma konusunda Hristiyan Demokrat Birlik Partisini (CDU) işaret eden Weidel , “CDU direnişinden ilk vazgeçen parti olacaktır. CDU bunu uzun vadede, özellikle de doğudaki eyaletlerde reddedemez” şeklinde konuştu.
AFD’NİN GİZLİ TOPLANTISI VE PROTESTOLAR
Almanya’nın Postdam şehrinde Kasım 2023’te AfD politikacılarının ve bazı Hristiyan Demokrat Partisi üyelerinin, milyonlarca yabancı kökenlinin Almanya’dan sınır dışı edilmesini öngören plan üzerine gizlice görüştükleri ortaya çıkmıştı.
Avusturya’daki aşırı sağcı “Kimlikçi Hareketinin” eski lideri Martin Sellner’in de katıldığı toplantıda, sığınmacıların, ülkede kalma hakkı bulunan yabancıların ve Avrupa kültürünü benimsemeyen Alman vatandaşlarının sınır dışı edilmesini öngören bir planın görüşüldüğü belirtilmişti.
Gizli görüşmenin ortaya çıkması üzerine ülkede AfD’nin kapatılmasına ilişkin tartışmalar başlamış, Almanya’nın çeşitli bölgelerinde binlerce kişi sokaklara çıkarak aşırı sağı protesto etmişti.
Forza araştırma şirketinin 12-18 Aralık’ta 2 bin 501 kişiyle yaptığı ankete göre AfD, ülkede yüzde 23 oranında destek görüyor.
AfD, Federal Mecliste 78 milletvekiliyle temsil ediliyor.